Kredi; ödünç olarak alınan veya verilen para ya da mal olup, bankalar tarafından ihtiyaç olan tutar üzerinden, süre ve koşullar karşısında, faiz oranları hesaplanarak, geri ödenmek kaydıyla bireysel ya da ticari müşterilere verilen satın alma gücüdür.
Kredi değerlendirme sürecinin sağlıklı başlayabilmesi, devam etmesi ve sorunsuz olarak sonuçlanabilmesi için aşağıda belirtilmiş unsurların var olması gerekmektedir.
GÜVEN
Kredi ilişkisine girilecek kurumda güven olgusu en temel unsurdur. Güven teşkil etmeyen firma ve/veya firma sahibine hiçbir finans kuruluşu finansal verileri yeterli olsa da kredi ilişkisine girmez. Müşteri olarak bankanın güvenini açık, anlaşılır ve doğru bilgiler vererek, verilen taahhütleri zamanında yerine getirerek kazanabilirsiniz.
Kredilendirme süreçlerinde bankacı nezdinde güveni sarsacak durumlar;
- Firmayı siz yönetiyor, tüm faaliyetlerde aktif rol alıyor, ancak resmi evraklarda firma sahibi eşiniz veya bir başkası iken kredi görüşmelerini siz yürütüyorsanız ve firmada neden ortaklığınız olmadığı konusunda net bilgi paylaşımında bulunmuyorsanız, kredi süreci başlamadan biter.
- Kredi değerliliğinizi artırmak için talep edildiğinde; üzerinize kayıtlı gayrimenkul olduğu halde bankacı ile paylaşmıyorsanız, neden paylaşılmadığı bankacı tarafında soru işareti uyandıracaktır.
- Diğer bankadaki limit bilgilerinizi fazla söyleyip, teminat yapılarını doğru aktarmaz iseniz (kefalet limiti olmadığı halde var demek), kredi değerlendirme sürecinde yapılan banka istihbaratlarında bu durum ortaya çıkacak ve doğru bilgi paylaşımında bulunmadığınız için olumsuzluk teşkil edecektir. Firmanın merkezinin sürekli yer değiştirmesi ve ortaklık değişiminin fazla olması, bir diğer güven sarsıcı durumdur.
RİSK
Bankacılıkta risk; kredinin verildiği anda başlar ve ödünç verilen paranın tahsiline ve verilen garantiye konu taahhüdün yerine getirilmesine kadar meydana gelmesi olası tehlikelerin toplamıdır.
Risk unsurunda firmalar tarafında en önemli yanılgı, ipotekli ve çek karşılığı kullanılan kredilerdedir. Çoğu firma sahibi “Onu kredi olarak düşünme, karşılığında çek var”, “Zaten sizde ipoteğim var” gibi ifadeleri sıklıkla kullanılır. Burada bilinmesi gereken şey şudur; Her ne olursa olsun hiçbir zaman teminata kredi verilmez. Teminata vermiş olduğunuz çekin ödenmemesi durumunda teminat değerliliğini yitirdiğinden banka sizden nakit talep edecektir. İpotek karşılığı kullanmış olduğunuz kredide yaşanan ödeme sorunu nedeniyle hukuki sürecin durumunda ipotekli gayrimenkulün satışı hiç de kolay değildir. Bu nedenle riski yönetmek her iki tarafın da en önemli unsurlarındandır.
VADE
Bankalarda vade kavramı ödünç verilen paranın geri ödemesi için tanınan süredir. Kredi belirli bir tarihte başlar ve belirli bir tarihte sonlanır. Uzun vadeli projeksiyonlarda risk unsuru da vade ile doğru orantılı artmaktadır. Bu nedenle uzun vadeli kredilerin fiyatlaması daha yüksektir.
GELİR
Bankalar varlıklarını devam ettirebilmek ve geliştirmek için gelir yaratmak zorundadır. Kredi de bankaların gelir kaynağının başında gelir.
Kredi en önemli gelir kaynaklarından olsa da bankaların beklentisi kredi ilişkisine girilen firmada kredi bağlantılı veya kredi bağlantısız faiz dışı gelirler elde etmektir. Kredilendirme sürecinde ilgili tahsis birimi geri ödeme performansını tahlil ederken, pazarlama birimi ise “Bu firmaya ne satabilirim“ kurgusunu yapar. Verimliliğiniz ne kadar artarsa, kredi süreçlerinde özellikle limit revize dönemlerinde lehinize olacaktır.
Güveni sağlayıp, riski yönetip, sektörünüze göre vadeyi belirleyip gelirinizi paylaşırsanız, kredi değerlendirme sürecinde sorun yaşamazsınız.